Çok tuhaf milletiz yemin ediyorum. Baz istasyon sökmek yakmak kırıp parçalamak. Ama telefonda cızırtı olsun kapansın hay ben bilmem ne şirketine ne diyim. Çekmiyo.
Schumi.Projects
106 GTI | 206 RC | 2008 SUV 1.2 PureTech EAT8 | 3008 SUV 1.6 HDi EAT6 | Citroen AX GTI
Never drive faster than your guardian angel can fly
106 RC - 106 GTI with 2 liter engine
baz istasyonlar için izin almaya gerek yok..ilgili firmalar ulaştırma bakanlığından önceden izin alıyorlar. bu baz istasyonlar ancak ilçe hıfzısıhha kurulu kararı ile en yakın meskene(7 metre diye kalmış aklımda) yaydıkları radyasyon miktarı izin verilenden yüksek ise kaldırılıyor...kaldırtmış ve mevzuat ile iş takibini yapmış biri olarak söylüyorum![]()
Bu radyasyon olayı için yazmış çizmiş herkes peki evin içinde kullanılan wireless modemlerin üzerimizde ki etkisini düşündünüz mü ?? Eşi hamilelik geçirenleriniz belki çoğunuz bilir yeni doğan veya hamilelik zamanında bu modemlerin yaydığı radyasyon bebeğe çok büyük hasarlar veriyor , gelişim bozukluğu , zeka geriliğine neden oluyor. Benim için hiç fark etmez böyle cihazı gelip kurarlar benim çocuğumu tehlikeye atarlarsa gecesi aynen geldiği gibi gider..
affetmem gecesinde iner o baz istasyonu. gitsin daga tepeye nere koyuyosa koysun. zaten gına geldi cep telefonundan.
e60 535d & THE A45 AMG
vallah şu baz istasyonu konusuna akıl sır erdiremiyorum insanlar şikayet eder telefonumuz çekmiyor diye imza toplar kurdurur kurulduktan sonra radyasyon saçıyo bu kaldırtalım derler.
''AN'' 545 VTİ
DR.ECU
RADYaSYONA KARŞIYIZ VALİ BEY - YouTube
bu cocugu götürücen itiraz yerine adamları uyuz edicek direkt sokecekler. cocuk cok net sölemiş radyasyona karşıyız kardeşim
Biz Kaybettik, Cennet Kazandı. Seni Çok Özlüyoruz Kubilay YILDIZ
Teşekkür olsa tıklardımCep telefonu kullanırken hiçbir sıkıntı yok ama iş baz istasyonuna gelince çiş kaka mok oluyor. bırak çızırtıyı iki saniye 3g çekmese kafayı yiyoruz artık... o kadar çok radyasyon yayan alet kullanırken baz istasyonuna tepki vermemiz bana anormal geliyor. Teknolojinin nimetlerinden faydalanıcaksak teknoloji gelişene kadar çekicez bunları... Bu benim kendi fikrim herkes kendine göre tepki vermekte haklıdır birşey diyemem...
Kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile "cep telefonu baz istasyonları ve diğer radyasyon yayan sistemlerin, çevre ve insan sağlığı dikkate alınarak kamu binaları, okul, hastane, kreş, kışla ve park gibi kamunun yoğun olarak kullandığı alanlara kurulmaması" yönünde önemli bir yargısal karar verilmiştir. emsal mahkeme kararı örnek gösterilerek benzer durumlardaki baz istasyonlarının kaldırılması mümkün olabilecek. Bunun için baz istasyonlarının bulunduğu yerlerin mülki amirlerine söz konusu istasyonların kaldırılması için başvurulması gerekiyor. (Danıştay 6.Dairesi 11.05.2004 tarih ve 2002/7042 Esas, 2004/2953 Karar sayılı ilamını kullanabilirsiniz).
Burada kaymakamlık ilçe hıfzısıhha kararı (belediye encümen kararı gibi bağlayıcıdır).bu kararda en büyük etken en yakın yaşam alanına baz istasyonun vermiş olduğu sınır üstü radyasyondur(ısıl-sar) dır.
Dilekçe içtihat örneğiburada tam formunda yazamıyorum gerekli düzeltmeleri yaparsınız)
....................KAYMAKAMALIĞINA
Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ:, Turkcell Plaza Meşrutiyet Cad. No: 1543 Beyoğlu İstanbul
Avea İletişim Hizmetleri AŞ. Abdi İpekçi Cad. No:75 34367 Maçka İstanbul
Telsim Vodafone Telekomünikasyon A.Ş. Mehmet Akif Mah. İnönü Cad. Star Sk. No:2 İkitelli 34306 İSTANBUL isimli ve adresli firmalar.
…. (buraya baz istasyonunun kurulu bulunduğu adres yazılacak) adresine kurulu bulunan baz istasyonuna komşu binada ikamet etmekteyiz.
Sözü edilen baz istasyonu kurulduktan sonra ben ve birlikte yaşadığım aile fertlerinde baş dönmesi, baş ağrısı, unutkanlık, stres vb. rahatsızlıklar meydana gelmiştir. Aynı şekilde baz istasyonunun bulunduğu muhitte yaşayanlarda da benzer şikâyetler bulunmaktadır.
Baz istasyonlarının insan sağlığı bakımından zararlı olduğu yönünde Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere birçok ilgili uluslararası ve ulusal kuruluşların raporları bulunmaktadır.
Yargıtay incelemesine intikal etmiş bir davada da, yerel
mahkemece verilen baz istasyonunun kaldırılmasına ilişkin karar Yargıtay tarafından da onanmıştır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2004/2954 E., 2004/10516 K.)
buraya baz istasyonunun kurulu bulunduğu adres yazılacak) …
adresindeki baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesi hk.
Gereğini arz ve talep ederim/riz.
Ad-soyad![]()
ya arkadaslar kımse alınmasın kızmasın kusura bakmasın ama
bız ınsanlar cep telefonu kullandıkca bu boyle olmak zorunda telefonumuz cekmedıgınde neden cekmıyo dıyoruz baz ıstasyonu kurulunca nedek kuruluyo dıyoruz ?
Şahsen ben ıkı tane telefon kullanıyorum ve bı cok kısı de boyle oldugu ıcın kurulan ıstasyonlar yetersız kalıyo kımseyı savunmuyorum ama gercek bu arkadaslar...
arkadaşlar biraz sonra bi yargıtay kararı vericem baz istasyonuna karşı açılan bir davanın reddedilmesi sonucu temyize gidilen dava BOZULARAK temyizden dönmüştür. bunun gibi başkaca yargıtay kararlarıda mevcuttur.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2004/2954
Karar No : 2004/10516
Davacı Ü vekili tarafından, davalı A. AŞ ve M. Apt. Yönetimi aleyhine 27.12.2002 gününde verilen dilekçe ile komşu apartmanda kurulu telefon baz istasyonunun kaldırılmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18.12.2003 günlü kararın Yargıtay?ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davacı, davalı olarak apartmanın yöneticiliğini göstererek bina üzerine monte edilmiş olan cep telefonu baz istasyonunun kaldırılmasını istemiştir.. Bilindiği üzere apartman yönetiminin ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle apartmanın ortak yerlerinden kaynaklanan zararlardan, kat malikleri sorumludur. Öyleyse tapu kaydına göre kat malikleri belirlenerek davanın onlar aleyhine açılması gerekir.. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile apartman yönetimi aleyhine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir
2-Davacı, halen oturmakta olduğu binaya yakın yerde bulunan komşu apartman üzerine davalı A. A.Ş tarafından kurulan GSM baz istasyonunun insan sağlığı açısından tehlike yarattığını; davalının bu haliyle yasal düzenlemelere bu bağlamda Medeni Kanunun 661. ve devamı maddelerinde yer alan hususlara aykırı davrandıklarını ayrıntılı biçimde dilekçesinde belirttikten sonra, mevcut bilimsel verilere uygun olmayan bu istasyonun sökülerek kaldırılmasına, böylece tehlikenin giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı tarafından davaya karşı verilen cevapta , davacının iddiasını kanıtlaması gerektiğini, istasyonu yönetmelik kurallarına göre kurduklarını ve işlettiklerini, davacının iddia ettiği zararının henüz gerçekleşmediğini, yerden geniş bir halk kitlesine yayın yaptıklarını ve kamu hizmeti verdiklerini; kaldı ki baz istasyonlarının nükleer radyasyona neden olmadıklarını, bu konuda bilimsel düşünce ve raporlar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının iddiası, davalının savunmaları ve davaya neden olan olayın da özelliği gözetilerek alanlarında uzman olan bilirkişilerden birden fazla rapor alınmıştır. Alınan bu raporlar üzerine, uyuşmazlığın komşuluk hukukundan kaynaklandığını ve dava konusu baz istasyonunun yaydığı elektromanyetik dalgaların yönetmelikte kabul edilen limitlerin altında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve kararı davacı temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık son yıllarda kullanılan cep telefonlarındaki haberleşmeyi sağlayan ve baz istasyonları olarak isimlendirilen tesisin kullanılması sonucu bir zararın bulunup bulunmadığı varsa bu zararın hangi durumlarda söz konusu olabileceği ve yine giderilmesi konusunda ne gibi önlemlerin alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Dava konusu olan tesisin cep telefonlarının kullanımı için zorunlu olduğu ve bu tesisin geniş bir kitleyi ilgilendirmesi itibariyle de kamuya hizmet vermeyi amaçladığı da tartışmasızdır. Ne var ki bu hizmetin verilmesinde ve tesisin kullanılması sonucu hukuk kurallarının bir gereği olarak doğan zararlardan da tesis sahibi sorumludur. Hatta bu sorumluluk kusura dayanmayan, tehlike sorumluluğu olarak da kabul edilmek gerekir. Bu özelliği itibariyle tesisi kullanan ve onu işletenin yüksek özen yükümlülüğü bulunmaktadır. Aksi halde, en küçük bir özensizliğin maddi değerlerle ölçülemeyecek kadar ağır sonuçlar doğurması kaçınılmazdır. Bunun için zarar görenin zararını değil, tesis ve işletme sahibinin tesisin işletilmesinden dolayı kişilere, bu bağlamda çevreye bir zarar vermediği ve herhangi bir olumsuz sonuç yaratmadığının kanıtlanması gerekir. Bu sonuç genel sorumluluk kurallarının aksine olarak, davalıların işletmesinin ağır tehlike doğuracak özelliğinden kaynaklanmaktadır.
Tüm bu genel açıklama ve nitelendirmeler göz önünde tutulup somut olay dava konusu edilen istasyonu davacının oturduğu bina ile davalının işleticisi olduğu tesisin konumunun incelenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda tesisin kurulma amacına uygun olarak işletilmesi durumunda kişi ve çevreye zarar verip vermediğinin belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu açıklamalar itibariyle davalının ileri sürdüğü itirazları arasında bu baz istasyonları için sunulan sertifikalarında adı yazılan alan şiddeti, limit değerlerinin belirlenmesi, ölçüm yöntemleri ve denetlenmesi hakkındaki yönetmeliğe uygun olup, buna göre güvenlik sertifikası bulunduğu konusundaki savunmanında irdelenmesi gerekmektedir. Davalıya ?Telekomünikasyon Kurum Güvenlik Sertifikası? adı altında bir kullanma belgesi verilmiştir. Sertifikada, kullanımla ilgili limitler belirtilmiştir. Bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonunda, sertifikada belirtilen limitlerin yönetmelikte belirtilen limitlere uygun olduğu, hatta yönetmelikteki limitlerin de altında bulunduğu belirtilmiştir. Ne var ki yapılan bu belirlemelerle bir zararın olmayacağı kabul edilemez. Yönetmelik ve bu yönetmelikteki ölçülere göre verilen sertifika, soyut bir belirlemeyi içermektedir. Bu bağlamda, o anda o yerde ve belirtilen güçte kurulacak istasyonun değerlerini belirtmektedir. Nitekim sertifikada bu nitelikleri içermekte olup, kurulan istasyonun çevresindeki binaların ve giderek konumunu belirtmemektedir. Bu da sertifikadaki ölçülerin tüm bilimsel verilere uygun olduğu ve zarar doğurmayacağı anlamına gelmez. Kaldı ki, hukuk kurallarındaki norm düzenlemesi itibariyle yönetmelik ve yönetmeliğe uygun bir işlem yapılsa bile, buna karşın çevreye verilen zarardan, eylemde bulunanın sorumlu olmayacağı sonucu doğmaz. Ayrıca yargıç, uyuşmazlığın çözümünde yönetmeliğe değil yasaya, genel hukuk kurallarına ve bu bağlamda sorumluluk hukukunun ilkelerine göre karar vermek zorundadır. Bunun içindir ki, yerel mahkemenin yönetmeliğe ve yönetmeliğe göre verilen sertifikayı bağlayıcı olarak kabul etmemelidir. Bilirkişiler de, dava konusu istasyondaki ölçümlerin yönetmelikteki limitlerin altında olduğunu; ancak kurulan istasyonun davacının binasının çok yakınında bulunduğunu, uzun sürede insan sağlığı için tehlike yarattığını ve yerleşim yerlerine uzakta kurulması gerektiğini belirtmişlerdir. Yapılan şu bilimsel açıklamalar itibariyle, tek başına ölçüm sonuçlarının düşük olması, zarar doğurmayacağı anlamına gelmez. Diğer koşulların bu bağlamda, tesisin kurulduğu yerin yerleşim yerlerine ve davacının evine olan yakınlığı ile davacının eşi ile birlikte sürekli evde oturup küçük yaştaki toruna bakmakta olduğunun da göz önünde tutulması gerekir. Bu olayda bilirkişiler, davacının da bulunduğu binada uzun süreli kalındığını ve böylece kısa sürede etkili olmasa da yıllar itibariyle zarar doğurmasının her zaman olanaklı bulunduğunu belirtmişlerdir.
Davalı , kamu yararına hizmet verdiklerini savunmuştur. Gerçekten yukarıda da açıklandığı üzere davalı tarafından bu ve benzeri tesislerin işletilmesi sonucu geniş bir halk kitlesinin yarar sağladığı bilinen bir olgudur. Ne var ki, bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi hoş görülemez. Bu bakımdan gerek hizmetten elde edilen yarar ve bunun karşısında verilen zararın dengelenmesi gerekmektedir. Hiçbir hizmet, insan yaşamı kadar öncelik ve önem taşımaz. Diğer bir anlatımla, yararlı bir hizmetin karşılığı olarak insanın ölümü uygun bir sonuç olarak kabul edilemez. İnsan yaşamında tehlike yaratan bir hizmetin, kişi yaşamının önüne geçmesi ve ona üstünlük tanınması doğru bir yaklaşım olarak düşünülemez. Kaldı ki somut olayda, bu hizmetin aynı yerde verilmesinde zorunluluk da bulunmamaktadır. Muhtemelen fazla bir giderle de olsa, başka bir yerde aynı sonuçları sağlayacak bir istasyonun kurulması ve hizmet vermesi olanaklıdır. Bu nedenle davalının bu yöndeki savunma ve itirazları da yerinde değildir.
Dosyada ayrıntılı olarak hazırlanan raporlardan da anlaşılacağı üzere, bu istasyonun yaratacağı tehlikeler bilimsel ölçü ve verilerle sunulmuştur. Bilirkişiler kendi alanlarında ve bu konuda uzman olan kişilerdir. Bu bakımdan raporları yeterlidir. Davalılar tarafından somut olayla ilgili bulunan raporların aksini belirttiği iddiasıyla sunulan bilimsel düşünceler genel bir nitelik taşıyıp, doğrudan somut olayla ilgili bulunmadığı gibi, bu konuda aksi düşünceleri içeren görüşler olarak da düşünülmemelidir. Davalıların sunduğu yazılardaki bilimsel düşünceler, genel bir nitelik taşıyıp somut olaya özgü bir içerik taşımadığından bunlara da itibar edilemez.
Bir diğer konu da; bilirkişiler tarafından da belirtildiği üzere, bu tür tesislerin konuşmanın yoğun olduğu yerlere yakın kurulmasıdır. Kendilerinin de bu teknik kuralı gözeterek kurulacak yeri belirlemiş olmasıdır. Davalılara konuşmacılara sağlanan yarar bakımından bu belirleme doğru olabilir. Ancak tesisin böyle bir yerde ve bu konumu ile kullanılmasının da özellikle yakın çevresine zarar verdiği de açıktır. Bu bakımdan, bu tesisten üçüncü kişilerle birlikte davacı da yararlanmış olsa, sağlanan yararla verilen zararın dengelenmesi genel bir hukuk kuralıdır. Yarar, haberleşmeyi amaçlamaktadır. Zararın ise, insan sağlığı ve yaşamı ile ilgili olduğu gözetildiğinde, ikinci değere önem verilmesi gerekmektedir.Yine davalı tarafından ileri sürülen ve daha önce Yargıtay 1 ve 11. Hukuk Dairelerince verilen kararların eldeki bu kararla çeliştiği ileri sürülmüşse de, anılan daire kararlarında uyuşmazlığın çözümünde yönetmelikteki ölçü birimlerinin davaya konu edilen istasyonda gözetilip gözetilmediği, gözetilmemiş olsa dahi zarar doğurup doğurmadığının belirlenmesi yönündedir. Bu belirlemeye göre anılan kararların eldeki kararla çelişmediği sonucuna varılmalıdır. Şöyle ki; bir istasyon yönetmeliğe uygun olarak çalıştırılsa dahi, zarar verdiği takdirde yönetmeliğe uygun olduğundan söz edilerek zarar verenin sorumluluktan kurtulması kullanıma devam edilmesi sonucunu doğurmaz. Yönetmeliğe uygun değilse, zaten hukuka aykırılık gerçekleşmiş olacaktır.
Yukarıdan beri açıklanan dosyadaki tüm bilgi, belge ve bilirkişi raporlarına göre kullanılan istasyonun konumu itibariyle uzun sürede kişi ve çevreye zarar verdiği, bu nitelikteki bir istasyonun halen bulunduğu yerde kullanılmasının sakıncalı bulunduğu, bunun daha uygun ve yerleşim çevresinden daha uzakta kurulması gerektiği ifade edilmiştir. Bu belirlemeler itibariyle dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, çevre binalarda ve bu bağlamda davacının oturmakta olduğu binada yaşayanlar için sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı, bu yerde oturanların psikolojik olarak yaşamını olumsuz biçimde etkilemekte ve bunun da psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı, bu haliyle
de yaşamdaki sağlık değerleri düşünüldüğünde o yerde oturmanın olumsuz hale geleceği göz önünde tutulduğunda, davacının, zarar gördüğü kabul edilmeli ve davanın kabulüne karar verilmelidir.Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.9.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
yani özetle ;
Yargıtay, yönetmeliğe uygun olarak kurulup işletilse dahi baz istasyonlarının "uzun zaman diliminde insan sağlığında zarara neden olacağına" karar vererek, baz istasyonunun yerleşim yerlerinden uzak, uygun bir yere taşınmasına hükmetti.
Ankara'da bir kişi, oturduğu caddede bulunan binadaki baz istasyonunun, "insan sağlığını olumsuz yönde etkileyeceği" iddiasıyla baz istasyonunun kaldırılması için Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. Baz istasyonunun ait olduğu GSM şirketinin avukatları, istasyonun sertifikalı ve yönetmeliklerde belirtilen değerlere uygun olarak kurulup işletildiğini savunarak, davanın reddini istedi.
Mahkeme, yapılan keşif ve ölçümlerde baz istasyonunun davacıya ait yerlere 20-25 metre arasında uzaklıkta bulunduğunun ve alan şiddetinin cihaz için öngörülen limit değerlerin altında olduğunun tespit edildiğine işaret ederek, davayı reddetti.
Davacının kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Daire, "baz istasyonunun yaydığı radyasyonun referans değerlerinin altında olsa bile meskun alanlarda yarattığı radyasyondan dolayı, bu alanlarda uzun süreli radyasyona maruz kalacak insanların sağlığının olumsuz yönde etkileneceğine" karar verdi.
Dava konusu baz istasyonunun "uzun zaman diliminde zarar doğurabileceği" ifade edilen kararda, "Çevredekiler için gelecek ve uzun zaman diliminde büyük endişe, psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratarak, kişilerin çalışmasını ve sağlık değerlerini olumsuz etkileyecek ve zararlı sonuç doğuracaktır. Bir istasyon, yönetmeliğe uygun çalıştırılsa dahi zarar veriyorsa, yönetmeliğe uygun olduğundan söz edilerek zarar verenin sorumluluktan kurtulması mümkün değildir" denildi.
Daire, yargıcın yönetmeliğe değil, yasaya, genel hukuk kurallarına ve bu bağlamda sorumluluk hukukunun ilkelerine göre karar vermek zorunda olduğuna işaret ederek, baz istasyonunun yerleşim yerlerinden daha uzak ve uygun bir yere taşınmasının gerekli olduğuna hükmetti.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını bozarak, davacının zarar gördüğünün kabul edilerek, baz istasyonun kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirtti.
konuyu hortlatıcam ama kusura bakmayın
hiç baz ıstasonu izins kurulmaz bunu kafanızdan cıkarın ben baz ıstasyonu kuran sırkette stajyerım surveyde her ısın bı yolu yordamı olgu gıbı bununda ızınlerı var BTK dan habersız hıc bırsey yapamazssın
baz ıstasyonu zarar verırmı konusuna gelınce bu sektore yıllarını vermıs ınsanlar tanıyorum baz ıstasyonu kanser yapsa bu sektörde calısan adamlar suan hayatta olmazdı calısıgım sırketre hıc bır sekılde zarar goren olmadı adamlar sabah aksam o konteynırın ıcınde onlar zarar gormuyor adam.İstasyonun 10 metre mesefesındenmı zarar gorucek
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)