Selam herkese,
Arkadaşlar işlerden dolayı kurs'a gitmem mümkün gözükmüyor.Önerebileceğiniz bir eğitim seti var mıdır ?
Rosetta Stone eğitim setini öneriyorlar.475 tl fiyatı fakat aldıktan sonra bir işe yaramazsa diye tereddütlerim var.
Onun haricinde önerileriniz nelerdir ?
Not:Lütfen evde çalışmakla olmaz,yurtdışına git şuraya git buraya git demeyin.Çok ileri düzey öğrenecem diye bir isteğim yok.
Şimdiden teşekkürler.
Murat CANTÜRK
Trafik ve Kasko teklifleri için lütfen pm mail atınız.
Renpar Sigorta
info@renpar.net
Cambly diye bir uygulama var. Yeni indirdim henuz kullanamadim ama kullanan kisiler memnun olmuslar
Ülkede yükselmeyen tek şey araç KM leri
Mevcutu iyileştirip toefl ielts vs yapaxaksan Barron’s yayınevinin setleri ideal.
Yok ben konuşup anlaşayım dersen arkadaşın bahsettiği cambly bu işin ilacı.
boşa o kadar para harcama.
busuu ya gir üye ol. bedava kullanmaya başla. 1-2 hafta premium istemeyen kısımlarından ilerle. 1-2 hafta içinde premium için %50-60 oranında discount gelicek ondan sonra satın al premiumu. bana ingilizceyi öğreten programdır. artık rahat rahat konuşuyorum.
konuşma daha doğrusu kulak alışkanlığı ve anlama geliştirme için de her gün 15-20 dk da voscreen kullan ücretsizdir süper bir uygulamadır.
daha sonrasında kekeleyerek takılarak konuşmaya başladıysan zaten baya ilerlemişsin demektir. ondan sonrada cambly ile yüz yüze görüşme işine başlarsın ki o seviyeye gelmen hırsına göre 6-12 ay sürecektir.
ayrıca youtube linkini verdiğim eğitim setiyle de başlangıç yapabilirsin tamamen ücretsiz ve ciddi iyi öğreten bir hocadır. tüm videoları ezbere bilir hale gelmen imkansız ama olur da gelirsen de ileri seviyede ingilizce öğrendin anlamına gelir.
YouTube
ben bu devirde busuu ve cambly dışında para vermeyi hak eden bir ingilizce eğitimi olduğunu düşünmüyorum. kaldı ki cambly için erken bence henüz. şuan başlarsan biraz fazla bütçen gider.
bu arada busuu da sosyalleşmede var premium olduğunda.
It’s better to walk alone, than with a crowd going in the wrong direction... (Grant)
bu arada söylemeyi unuttum 1 yılın altında premium alma sakın. alacaksan zaten bu işe ciddi niyetin yok anlamına gelir. para verince kullanıyor insan. hani yıllarca ingilizce öğrendik muhteşem okullarımızda ama inan başlamadan önce hi hello ve how are you dışında birşey anlamazdım. başlayalı 2 yıl oldu şuan bbc cnn v.s izliyorum düşün.
It’s better to walk alone, than with a crowd going in the wrong direction... (Grant)
Netflix.
Car Throttle.
Top Gear(eski sezonlar)
The Grand Tour.
Turkce altyazili sekilde.
Ben mesela cocukken monkey island oynayacam diye kendi kendime ogrendim. YDSde turkiye 340incisiyim. Full puanla nasil 340.olunuyor hala anlamadim.
Oversteer scares passengers, understeer scares the driver... (meali: kasko yok muska var)
O dediğin şekilde ingilizce öğrenmek tamamen ilgiyle alakalı. Kiminin yabancı dil öğrenme eğilimi ve merağı daha farklı oluyor. Küçüklükten beri oynadığım rpg oyunları, okuduğum makaleler şunlar bunlar... Bir anda olacak şey değil, olmayacak bir şey de değil. Hayatın bir çok noktasına entegre etmeden öğrenmek zora yakın.Octane Nickli Üyeden Alıntı
İngilizce öğretmeni olarak sanırım bir şeyler anlatmam, en azından yardımcı olmam gerekiyor
Öncelikle muhteşem okullarda, muhteşem müfredatlar ile sizlere ya da evlatlarınıza İngilizce öğretmiyoruz. Çünkü bizim yaptığımız her sene Present Simple Tense'den başlayıp, Perfect'lere gelip kendimizi başarılı saymak. Bize verilen dört saatlik (maks.) ders süresinde sadece Grammar ağırlıklı gitmemiz isteniyor. Bunu yaparken de, ta eski Yunan medeniyetlerindeki Latince ve Yunanca öğretiminde kullanılan GTM (Grammar Translation Method) 'u kullanmak zorundayız. Hal böyle olunca cidden bu dili öğrenmek isteyenlerin de hevesini kırıp evine yolluyoruz.
Dipnot: Bir dili hayatınıza entegre etmeden, mümkün değil o dili öğrenemezsiniz.
Bu programları telefonamı indireceğiz yoksa pc den mi girip kuracağız ?
/// M POWER 3.20 // VW MK6 TDI //SEAT LEON TFSI
ikiside olur. pcde program gerekmiyor websitesinden çalışıyor. telefonda app.
It’s better to walk alone, than with a crowd going in the wrong direction... (Grant)
Haklısın ne diyim, orta okula başlamadan 1yıl ingilizce hazırlık sınıfı denen sınıfta okudum. normalde kimse 4 yıl ortaokul okumayı seçmezdi o dönemlerde. kaldı ki sanırım yeni nesil artık ilkokul 3de başlıyor ingilizce dersine sanırım.İngilizce öğretmeni olarak sanırım bir şeyler anlatmam, en azından yardımcı olmam gerekiyor
Öncelikle muhteşem okullarda, muhteşem müfredatlar ile sizlere ya da evlatlarınıza İngilizce öğretmiyoruz. Çünkü bizim yaptığımız her sene Present Simple Tense'den başlayıp, Perfect'lere gelip kendimizi başarılı saymak. Bize verilen dört saatlik (maks.) ders süresinde sadece Grammar ağırlıklı gitmemiz isteniyor. Bunu yaparken de, ta eski Yunan medeniyetlerindeki Latince ve Yunanca öğretiminde kullanılan GTM (Grammar Translation Method) 'u kullanmak zorundayız. Hal böyle olunca cidden bu dili öğrenmek isteyenlerin de hevesini kırıp evine yolluyoruz.
Dipnot: Bir dili hayatınıza entegre etmeden, mümkün değil o dili öğrenemezsiniz.
kardeşim dönemin anadolu lisesinden mezun oldu daha mezun olduğunda konuşuyordu çünkü o zamanlar anadolu liseleri sınavla kazanılıyordu ve onlarda da 1 yıl ingilizce hazırlık vardı. hatta matematik dersleri komple ingilizceydi onun. o yüzden kardeşim daha mezun olmadan konuşmaya başladı bu dili.
şimdiki adı anadolu lisesi ama hepsinin içi boş. örneğin minimum 10a yakın mühendis arkadaşlarım var çevremde hiç biri kardeşim gibi okulda ingilizce öğrenememiş. çoğu selam vermeye korkuyor yanlış birşey söylerim diye
birkaç ülkede yabancı dil eğitimine şahit oldum. örneğin sırbistan gibi fakir bir ülke. çocuklar sırpçayı hem latin hem kril alfabesi ile öğreniyor. üstüne liseyi bitirip ingilizce bilmeyen zaten yok. örneğin artık adamlar ingilizceyi 2nci dil olarak değil ana dil gibi sırpçanın yanında bir dil olarak öğretmeye başladı. artık adamların 2nci dili aslında 3ncü dil yani rusça veya almanca ispanyolca italyanca filan öğretiyorlar.
bunu fakir bir ülke çocuklarına dersleri eğlence olarak gösteriyor. örneğin gördüğüm bir okulda, önce okul hazırlık partisi yapıyorlar. aileler ve çocuklar buluşuyor müzikler eğlenceler kurabiyesi meyvesuyu konser v.s bildiğin 2 günleri parti yaparak geçiyor.
sonra evlerine geri postalıyorlar, hadi gidin 10 gün sonra okul başlayacak diye gönderiyorlar. inan bana o çocuklar okul açılsın diye sabırsızlanıyorlar. ki adamların yabancı dil anlayışıda böyle. önce konuşturalım grameri sonra öğretiriz üzerine kurulu.
It’s better to walk alone, than with a crowd going in the wrong direction... (Grant)
Çok doğru bir yaklaşım. Bölüm başkanımız (belki tanırsınız TRT'deki İngilizce derslerini veren kadın) hep şunu derdi, "Grammar ile konuşulmaz. Temeli fluency ile atıp, kat çıktıkça dış cepheyi grammar ile süsleyeceksiniz." Maalesef ülkemizdeki müfredat yanlış, kitap yanlış, dayatılan sistem yanlış.Haklısın ne diyim, orta okula başlamadan 1yıl ingilizce hazırlık sınıfı denen sınıfta okudum. normalde kimse 4 yıl ortaokul okumayı seçmezdi o dönemlerde. kaldı ki sanırım yeni nesil artık ilkokul 3de başlıyor ingilizce dersine sanırım.
kardeşim dönemin anadolu lisesinden mezun oldu daha mezun olduğunda konuşuyordu çünkü o zamanlar anadolu liseleri sınavla kazanılıyordu ve onlarda da 1 yıl ingilizce hazırlık vardı. hatta matematik dersleri komple ingilizceydi onun. o yüzden kardeşim daha mezun olmadan konuşmaya başladı bu dili.
şimdiki adı anadolu lisesi ama hepsinin içi boş. örneğin minimum 10a yakın mühendis arkadaşlarım var çevremde hiç biri kardeşim gibi okulda ingilizce öğrenememiş. çoğu selam vermeye korkuyor yanlış birşey söylerim diye
birkaç ülkede yabancı dil eğitimine şahit oldum. örneğin sırbistan gibi fakir bir ülke. çocuklar sırpçayı hem latin hem kril alfabesi ile öğreniyor. üstüne liseyi bitirip ingilizce bilmeyen zaten yok. örneğin artık adamlar ingilizceyi 2nci dil olarak değil ana dil gibi sırpçanın yanında bir dil olarak öğretmeye başladı. artık adamların 2nci dili aslında 3ncü dil yani rusça veya almanca ispanyolca italyanca filan öğretiyorlar.
bunu fakir bir ülke çocuklarına dersleri eğlence olarak gösteriyor. örneğin gördüğüm bir okulda, önce okul hazırlık partisi yapıyorlar. aileler ve çocuklar buluşuyor müzikler eğlenceler kurabiyesi meyvesuyu konser v.s bildiğin 2 günleri parti yaparak geçiyor.
sonra evlerine geri postalıyorlar, hadi gidin 10 gün sonra okul başlayacak diye gönderiyorlar. inan bana o çocuklar okul açılsın diye sabırsızlanıyorlar. ki adamların yabancı dil anlayışıda böyle. önce konuşturalım grameri sonra öğretiriz üzerine kurulu.
Şimdi diyeceksiniz ki, sen öğretmensin, değiştir kardeşim! farklılık yarat. Ama ne yazık ki geçen yıl başımdan geçen bir olayı sizlere aktarıyorum.
Peripheral learning diye bir olgu var. Tam olarak şöyle; öğrenme ortamında dikkat çekici şeyler bulundurulduğu zaman, birey istem dışı da olsa o şeylerden (afiş, poster, infograf vs) öğrenme sağlayabiliyor. Bunu bilerek okul müdürüme gittim dedim; "hocam sınıflara bir iki tane infograf! asmak istiyorum" diye. Aldığım cevap: "Ya hoca! boyaya zarar geliyor, boşver posteri mosteri, sen dersini anlat çık!"
Ne denilebilir ki!
muhtemelen yapıyorsundur benzeri şeyler ama bu aralar bazı öğretmenleri görüyorum, duolungo da örneğin. orada sınıf muhabbeti var. öğretmen öğrencilerini oradan takip ediyordu. ücretsiz bir yazılım ama ilköğretim seviyesinde öğrencileri bence gayet konuşturabilen eğlenceli bir app. hiç gramer muhabbetleri de yok sıkmıyor çocuklar. çocuklar ingilizce konuşabildiklerini sanıyorlar ve mutlu oluyorlar. içinde yarışma muhabbeti var. kim günlük daha çok çalışırsa o gün o birinci oluyor v.s
örneğin duolungonun tr birincisi sanırım 11 yaşında bir çocuk. yani programı yaklaşık 30 kere filan bitirmeye eşit bu. ben 4 ayda bitirmiştim örneğin.
It’s better to walk alone, than with a crowd going in the wrong direction... (Grant)
Alıntı