User Tag List

6 sonuçtan 1 ile 6 arası

Konu: Audi A4 2.0 TFSI Quattro S-Line (B7)

  1. #1
    Evo34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jan 2014
    Yaş
    43
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    572
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    35 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)

    Thumbs up Audi A4 2.0 TFSI Quattro S-Line (B7)

    Bu platformdaki birçok kişinin ilgisini çekeceğini düşündüğüm bir model
    olan ve birkaç ay önce tecrübe ettiğim ve daha sonra satttığım aracımın
    incelemesini sizlerle paylaşmak istedim;

    Audi A4 2.0 TFSI Quattro S-Line


    Hayatta, farkındalığı yüksek insanları heyecanlandıran özel otomobiller vardır...

    Gözlerin daima üzerinde olduğu, yanımızdan geçip gittiklerinde ufukta kaybolana
    kadar ardından tatlı bir tebessümle izlediğimiz...

    Mitsubishi Lancer 1.8 CVT aracımdan sonra, bu heyecanı devam ettirmek adına
    uzun araştırmalar ve incelemelerim sonucunda üçüncü nesil bir (B7) Audi A4 2.0
    TFSI Quattro S-Line almaya karar verdim.

    * Audi olması yetmezdi, A4 olmalıydı.

    * A4 tek başına yetmezdi, Turbo olmalıydı.

    * Turbo tek başına yetmezdi, Quattro olmalıydı.

    * Tüm bunların birleşimini safkan bir alt yapıda bir zırh ile araca giydirmek
    gerekirdi, o sebeple S-Line olmalıydı…

    Benim gibi sıklıkla Uzakdoğu üretimi araçları tecrübe etmiş kullanıcıların, Alman
    otomobillerine geçişinde bir alışma evresi gerekiyor. Kendinize bu konuda esneklik
    göstermeli, zaman tanımalısınız. Öyleki; Araca biniş inişler, oturma pozisyonu,
    konsol erişimleri, direksiyon hafifliği, güvenlik konuları gibi birçok detayda
    farklılıkları daha ilk kullanımda gözlemlemeniz mümkün.

    Bu gözlem sonucunda bir tarafın işinde daha iyi veya kötü olduğundan ziyade,
    günümüzde ne kadar globalde olsa insanların yaşadıkları bölgelerle farklı
    olduklarını ve bu farklılıklarını ürettikleri çıktılara yansıttıklarını görüp insanın
    yaratılışındaki zenginliği ve mucizeyi görebiliyorsunuz.

    İkinci el bir Audi alıyorsanız, aracın kullanım kılavuzları, broşürleri konularında ilk
    sahiplerinin maalesef ki bu dokümantasyonu muhafaza etmede ne kadar bonkör
    davrandıklarını görebiliyorsunuz. Konuştuğum yazıştığım onlarca kişi aynı dertten
    muzdarip. Zira her ne kadar online olarak bu ihtiyaç giderilebilse de el altında bir
    kitabın olmaması büyük eksiklik. Sonuç; Audi kullanıcı profili, araçlarının kullanım
    kılavuzlarına ve genel dokümantasyonuna önem vermiyor saklamıyor. Veya çok iyi
    saklıyor satarken dahi alıcısına teslim etmiyor

    Bu araçla trafikte ilerlerken epey bir saygın oluyorsunuz ve yol vereniniz bir hayli
    fazla oluyor. Bunun sebebi 0-100’ünün 7 saniye civarında olması değil. Öndeki 4
    halkadan kaynaklı. Bu markanın farklı bir prestiji var. Bmw ve Mercedes’ten de
    farklı bir prestij bu. İçinde biraz mütevazilik, alçak gönüllülük, biraz teknik bilgi,
    biraz olgunluk barındıran…

    A4’ün kalbi uzunlamasına yerleştirilmiş direkt benzin enjeksiyonlu 1984cc, 200Hp
    ve 280Nm değerlerine sahip turbo motordan oluşuyor. Maksimum gücünü 5100
    devirde veren araç, maksimum torkuna ise 1800 devirde ulaşıyor. Aynı motor bu
    ailenin birçok spor aracında karşımıza çıkıyor (Golf GTI, Leon Cupra vb.).

    Dördüncü nesil A4’lerde (2009 Yılı ve sonrası) bu motor 211Hp olarak karşımıza
    çıkıyor. Motorda ve yürüyen aksamda çok büyük değişiklikler olmazken, en büyük
    farklılık vites sisteminde S-Tronik(DSG) ile çift kavramalı şanzımana geçiş olmuş.
    Tabi çift kavramalı şanzımanlarda sıklıkla karşılaşılan sorunlar bir önceki yani şuan
    sahip olduğum ve incelemesini gerçekleştirdiğim B7 kasada neredeyse
    karşılaşılması pek mümkün olmayan arızalar.

    TFSI (Turbo Fuel Stratified Injection)Turbo beslemeli direkt benzin enjeksiyonlu
    motorun çalışma prensibini biraz açıklamak gerekirse; yakıt, talebe bağlı olarak
    kontrol edilen yüksek basınçlı bir pompa ile sağlanan bir ortak yakıt sistemi yoluyla
    püskürtülüyor. Emme supaplarının arasında yer alan bir enjektörle yakıt doğrudan
    yanma odasına milisaniyelik hassasiyetle ve 110 bara varan basınçla
    püskürtülüyor. Yakıt/hava karışımı yanma odasında bütünüyle homojen bir şekilde
    dağıtılıyor. Bu da TFSI motoru diğer motorlardan ayıran ve bütün motor
    devirlerinde yüksek performans sağlayan en önemli özelliği oluyor.

    Düşük sürtünmeli supap iteceklerine sahip silindir başlıkları, atmosferik beslemeli
    FSI motorlara göre daha fazla hava akışı sağlayan değiştirilmiş bir emme
    manifoldu şekline sahip. Bu da hem daha yumuşak çalışma hem de daha iyi
    vuruntu direnci ve verimlilik sağlıyor. Bu sayede turbo motor 10.5:1'lik sıkıştırma
    oranına ulaşıyor. Böylelikle hem atmosferik beslemeli hem de konvansiyonel turbo
    motorlara göre termodinamik verimliliğin arttırılmasında önemli bir rol oynuyor.

    Motor bloğu GG 25 gri dökme demirden üretiliyor; bu madde hem yüksek basınca
    dayanıklılık hem de mükemmel ses özellikleri sağlıyor. Krank milinin iki katı hızda
    dönen iki dengeleyici şaft da motorun sakinlik özelliğini telafi ediyor. Motor gücü
    krank mili tarafından üçgen bir zincirle aktarılıyor; bu zincir hem yağ pompasını
    hem de dengeleyici şaftları hareket ettiriyor. Bu önlemler sonucunda dört silindirli
    turbo beslemeli bir motor için çok iyi titreşim özellikleri elde edilmiş olunuyor.

    Maksimum tork değeri olan 280Nm, 1800 d/d ile 5000 d/d arasında elde
    edilebiliyor. Bu son derece geniş tork eğrisi, bir yandan çok az vites değiştirerek
    düşük yakıt tüketimiyle kullanmayı, bir yandan da güçlü bir hızlanma ve anında güç
    elde etmek için çok hafif bir gaz pedalı hareketinin yeterli olmasını sağlıyor.

    Araçta Alman üretici ZF'nin üretimi olan ZF 6HP19A kodlu Tiptronik 6 ileri vitesli
    yağlı sistem otomatik şanzıman bulunuyor. ZF firması GETRAG'ın en büyük
    rakiplerinden biri ve Şanzıman konusunda oldukça kaliteli bir üretici. Öyleki,
    incelediğim araçtaki şanzıman sorunsuzluğu ve sağlamlığının, 2010'lu yıllardaki
    S-Tronic(DSG) şanzımanlarda dahi olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

    Direksiyonun arkasındaki F1 butonları ile motorun uyumu gayet güzel çalışıyor. Bu
    aracın kalkışında ve ani ara hızlanmalarında vitesi “S”(Sport) konumuna almanızı
    öneririm. Zira D modunda da agresif sürüşler yapılabiliyor fakat genel olarak bu
    araçta da D modu genel anlamda ekonomi ve konforlu sürüş üzerine kurulu.

    Vites geçişleri CVT’yi hatırlatırcasına hissedilmeden gerçekleşiyor. D modunda
    1.800devri geçmeden yakıt tüketimi adına çok makul ve ekonomik değerler elde
    edilebiliyor.

    Spor sürüşlerde araç devir kesiciye girdiğinde çok kısa bir bekleme süresi
    görüyorsunuz (0,2sn civarında, normal kullanıcılar belki çok farkedemeyebilirler)
    Bunun sebebi, aracın şanzımanının tiptronik ve yağlı sistemden oluşuyor olması.

    Spor sürüşlerde vites kolunu “S” moduna alarak ihtiyacınızı gidermenizi öneririm.
    Aksi halde tiptronik oluşu sebebiyle F1 kulakçıkları zaman kaybetmenize sebep
    olabilir. CVT şanzımanlardaki gibi saniselik tepkiler beklerseniz hayal kırıklığına
    uğrayabilirsiniz.

    Kullanılan şanzımanla ilgili daha detaylı teknik bilgiyi, üretici ZF'nin kataloğundaki
    bu linkten temin edebilirsiniz.

    Gelelim aracın belkide en can alıcı noktasına; Torsen T-2 Quattro sistemine...

    Araç sürekli tüm tekerleklerden çekiş sistemine sahip(AWD). Dağılım %60 arkadan
    itiş, %40 önden çekiş şeklinde. Bu çalışma prensibinin hayata geçebilmesi, müthiş
    bir teknolojiye bağlı; Bu teknolojinin adı, Torsen-diferansiyali. İngilizce "torque"
    (tork) ve "sensing" (hissetme) sözcüklerinden türetilmiş. Torsen-diferansiyali,
    elektronik yardım olmaksızın kendini kitleyebilen salyangoz çarklı bir şanzıman.
    Sekiz adet hareketli salyangoz çark sürtünmeye tepki vererek, Torsen-
    diferansiyelini bir tür mekanik bilgisayara dönüştürüyor.

    Fazla yer kaplamayacak şekilde, ön ve arka aks arasında şanzımanın içinde
    konumlandırılmış ve Audi'nin boyuna yerleştirilen motorlarında, ön ve arka aks
    arasında değişebilen güç dağılımını ayarlıyor. Torsen-diferansiyeli tekerleklerin
    patinaj yapacağını "hisseder" ve çekici gücü saliseler içinde diğer aksa yönlendirir.
    Ayrıca ön ve arka aks arasında "gerilmeyi" önlemek amacıyla, devir farklılıklarını
    dengeliyor.

    Bu farklılıklar örneğin virajlarda oluşuyor, çünkü daha büyük bir daire çapını kat
    etmek zorunda olan ön tekerlekler daha hızlı dönmektedir.

    Ayrıca bu araçtaki iki akstaki elektronik diferansiyel kilidi (EDL), gerektiğinde
    tekerleklerin patinajını aks bazında önler. Birden fazla tekerlekte hız farklılıkları
    olması durumunda böylece güç tek bir tekerlekte yoğunlaşır.

    Quattro çekişli bir araç, tamamen kendine özgü bir üstünlüğe sahip. Quattro
    sistemi, motorun tek bir beygir gücünü ya da bir Nm torkunu heba etmeden,
    yüksek motor performansının her sürüş koşulunda yola aktarılmasını sağlıyor.
    Dördü birden quattro çekişi itici gücü dört tekerlek arasında paylaştırıyor. Böylece
    tekerlek başına yola aktarılan toplam güç azalıyor ve araç virajlar ya da ıslak
    zemin gibi olağanüstü koşullar altında bile yol duruşunu koruyor.

    Araç S-Line olduğu için, lastik ebatı olarak aracın standart fabrika çıkışında
    235X45X17 ölçüleri yer alıyor. Yine S-Line olması sebebiyle akranlarından 3cm yere
    daha yakın ve sert ayarlanmış spor süspansiyon sistemi mevcut.

    Önemli bir notu bu noktada belirtmek istiyorum; Spor süspansiyon iç S-Line
    seçeneği ile birlikte gelen bir özellik. Sadece dış S-Line olan araçlarda spor
    süspansiyon bulunmuyor. Spor süspansiyon olmayan araçlar yolda yeterince basık
    görünmedikleri için agresif görünümden ve spor kullanımından uzaklaşmış
    oluyorlar.

    Bir aracın İç S-Line'a sahip olup olmadığını şunlara bakarak anlayabilirsiniz; Spor
    yarı deri koltuklar(Koltuklarda S-Line İşlemesi vardır), 3 kollu Spor direksiyon
    (Direksiyonun alt kısmında S-Line kabartması vardır), İç tavan döşemesi koyu gri
    rengindedir, araç daha serttir (spor süspansiyon sebebiyle) vb.

    Kasislerde veya bozuk yollarda içeriye ses almayan, sert yapısına rağmen oldukça
    konforlu bir sürüş karakteristiğine sahip.

    Araçta 17’’lik S-Line 9 kollu bijon kilitli çelik jantlar fabrika çıkışlı olarak araçta yer
    alıyor.

    Performanslı bir kullanım istiyorsanız Turbonun devreye girmesi yeterli oluyor.
    1800 devirden itibaren ayağınızın altındaki 200 beygirlik büyük gücü her an
    hissedebiliyorsunuz. 1800 devirden önce araçta herhangi bir yığılma veya
    kararsızlık olmazken bu şekilde kullandığınız zaman yakıt tüketimi anlamında
    beklenmedik şekilde ekonomik değerler elde edebiliyorsunuz.

    Gaz pedalının sonunda kick down için bir boşluk bulunuyor. Hangi viteste olursanız
    olun gaza o aşamaya kadar bastığınızda aracın adeta zincirlerini kopartarak
    çıldıran bir boğa edasıyla vites küçülterek şahlandığını görüyorsunuz. Quattro
    olması ve dağılımın %60’ının arkada olması sebebiyle de sizi içinizden tutarak
    keyifle birlikte bir anda öne fırlattığına şahit oluyorsunuz. Öyle ki, ani gaza
    basmalarınızda acaba aracı durdurabilecek miyim izlenimine kapılıyorsunuz. Bu
    noktada 100 km/s hızda 37 metre gibi kısa bir mesafede aracı
    durdurabiliyorsunuz. Bu durma mesafesinin rakiplerinden (Bmw 3 - Mercedes C) 1
    metre daha iyi olduğunu belirtelim.

    Aracın hızı hissettirmeyen bir yapısı var. Öyleki, bazen yavaş olduğunu
    düşündüğünüz anlarda dikiz aynasına baktığınızda trafiği veya beraber
    yürüdüğünüz bir araçla aranızdaki oluşan farkı gördüğünüzde hızınızı
    anlayabiliyorsunuz.

    0-100 km/s hızlanmasını 7,5 saniye gibi bir değerde tamamlayan aracın katalog
    verisi olarak son hızı 235 km/s olarak gösterilse de, otoyol denemelerinde
    rahatlıkla 260’lı değerleri görebiliyorsunuz.

    A4 2.0 TFSI performans anlamında Chip Tuning ve diğer modifiyelere çok olumlu
    sonuçlar veren bir yapıda olması sebebiyle tuning dünyasında tanınan, bilinen bir
    ünvana sahip.

    İlk bakışta eksik parça varmış gibi görünen aracın ön sis farlarının iç kısımlarındaki
    boşluklar, kasıtlı olarak intercoolera hava girişi için bırakılmış alanlardan oluşuyor.

    Arkadaki egzoz çıkışları aracın genel karakteristiğini ve gücünü gösterir biçimde
    tasarlanmış. Bu nesil araçların güçlü versiyonlarının bu şekilde çift çıkışa sahip
    olduğunu ve trafikte bu araçların hüsranına uğramamak için fazla sıkıştırılmaması
    gerektiğini biliyoruz


    Üçüncü nesil A4 (B7) 2001 yılında Euro-NCAP çarpışma testlerinde 4 yıldızla
    değerlendirildi. Rakipleri Bmw 3 Serisi ve Mercedes C serisinin de aynı şekilde 4
    yıldızla değerlendirildiğini görüyoruz.

    Bu çarpışma testlerinde son yıllara nazaran eskiden yıldız almak ya daha zordu, ya
    da günümüzde işin sırrını çözen firmalar A-B sınıfı araçlarına dahi kolaylıkla 5 yıldız
    alabiliyorlar. İşin sırrımı çözüldü, yoksa eskiden NCAP kriterleri daha mı az esnek
    ve katıydı ona siz karar verin lütfen…

    Aracımda ABS, EBD, Fren destek sistemi, ESP, ASR, Elektronik Diferansiyel Kilidi
    (EDL), Sürücü, Yolcu, Yan ve Perde hava yastıkları olmak üzere toplam 6 adet hava
    yastığı bulunuyor.

    Araç 2005 model olmasına karşın iç mekanda kullanılan malzemeler marka
    kimliğine yakışır düzeyde. Üretiminin üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen
    kaliteli bir işçilik ve malzeme kullanıldığını rahatlıkla görebiliyorsunuz.

  2. #2
    Evo34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jan 2014
    Yaş
    43
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    572
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    35 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)

    Aşınma anlamında sadece klima bölmesindeki butonlarda renk solmasını
    görebiliyorsunuz. Bu kısımlarda daha kaliteli aşınmayacak butonlar kullanılabilirmiş.
    Bunun yanında güvenlik özelliklerinin yanısıra, otomatik çift bölmeli kliması çok
    güzel çalışıyor. Tüm camlardaki buğular saniyeler içinde kayboluyor. İlk kez bir
    araçta klimayı çalıştırdığımda motorla senkron olmadığına şahit oluyorum. Klimayı
    açtığınızı kesinlikle üfleme sesi dışında hissedemiyorsunuz (200Hp arabada olsun
    o kadar dediğinizi duyar gibiyim).

    Direksiyonun boyutu çok iyi ayarlandığı için çok kolay bir tutuş ve sürüş zevki
    veriyor. Yine direksiyon derisinde en ufak bir aşınma olmayışı ve 2013 modellerde
    dahi aynı direksiyonun kullanıldığı dikkatimden kaçmıyor.

    Araç S-Line olması sebebiyle koltukları tamamen spor araçlardaki tarzda dizayn
    edilmiş ve araca ilk binişinizde direk gözünüze çarpan S-Line logoları ile
    karşılaşıyorsunuz.
    [IMG]hhttp://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/07/9a64ca.jpg[/IMG]
    Genel olarak deriden oluşturulmuş koltukların oturma bölümleri kumaştan ve ön
    koltukların ön bölmeleri uzatılabilir tasarlanarak uzun yolculuklarda daha rahat
    edilmesi sağlanmış.

    Koltukların arka kısımları 3 büyük markadan alışık olduğumuz üzere sert plastikten
    oluşuyor ve ayak çarpmalarında vb. iz bırakmıyor. Buna rağmen ben aracımda
    oğlumun çocuk koltuğunun önündeki koltuğa arka korumalık takıyorum

    Tüm kapılarda S-Line metalik çıtalar bulunuyor. Araçta orta ve yüksek hızlarda yol
    ve motor sesini pek duymuyorsunuz. Üst devirlerde spor ruhunu yansıtan Turbo
    üfleme sesi adeta size senfoni sunar şekilde içeriye yansıyor.

    Sıkışma önleyicili çift kademeli anahtardan açılıp kapatılabilen elektrikli camlar,
    elektrikli aynalar, sis farları, gündüz farları(DLR), ısı yalıtımlı camlar, uzaktan
    kumandalı merkezi kilit, yükseklik ayarlı ve bel desteği elektrikli ön koltuklarlar,
    Bi-Xenon(kısa-uzun tek mercekte) farlar, Far yıkama, far ve yağmur sensörleri,
    otomatik kararan dikiz aynası, iç ve dış alarm sistemi, önde ve arkada saklama
    hazneli kol dayamalar, bardaklık, Audi Concert 2 Radyo/CD çalar, arka kapılarda
    çocuk kilitleri, bijon kilidi, ilk yardım çantası ve reflektör, yol bilgisayarı, hareket
    halinde otomatik kilitlenen kapılar gibi sürüşü ve konforu arttıran özelliklere sahip.
    Bagajı 460 Lt ile D segmenti için fena sayılmayacak bir hacime sahip.

    Aracın anahtarı sustalı ve üzerinde bagaj açma işlevi de yer alıyor. Yine anahtar ile
    tüm camlar açılıp kapatılabiliyor.

    Aracın ses sistemi genel anlamda oldukça başarılı. Benim aracıma önceki sahibi
    tarafından “Focal” marka profesyonel ses sistemi uygulanmış. Amfiler ve bagajdaki
    kabinli woofer sayesinde oldukça kaliteli bir ses almaktayım. Aracın sıfır alınırken
    opsiyon dahilinde sunulan “BOSE” marka ses sisteminin de epey övgüsünü
    okumuştum. Öyle bir araç alındığında ses sistemi ile oynanmasına gerek olmadığını
    düşünüyorum.

    Aracımda fabrika çıkışlı orijinal ana ünite olarak “Audi Concert 2” kullanılmış.
    Maalesefki Mp3 formatındaki dosyaları okuyamıyor. Yine bir maalesef daha ana
    ünite sadece bir adet cd alabiliyor. Bilgisayardan kendi oluşturacağınız Cd’lerde,
    dinleyeceğiniz parçaları WAV formatında kaydetmeniz gerekiyor, aksi halde
    çektiğiniz Cd’leride dinleyemiyorsunuz.

    Ana ünite üzerinden diğer tüm akustik ayarlamaları gerçekleştirebiliyorsunuz ve
    Ses Sitemini direksiyondan kumanda edebiliyorsunuz.

    Aracın boş ağırlığı 1536 Kg. Biraz hızını aldıktan sonra çok az gaz vermelerle
    rahatlıkla yol alabiliyorsunuz. Bunun sonucunda Kartal-Bostancı arası
    yolculuklarımda(bu aralıktaki mesafe yaklaşık 12km) 90km/hız ile, 7,3 lt gibi bir
    ortalamayı yakalayabiliyorum.

    Şehir içi yoğun trafikte ise 11-12 lt gibi değerleri genel ortalama olarak
    ölçümlüyorum. “S” modundaki agresif kullanımlarda ise ortalama 14 lt civarında
    gerçekleşiyor. Bu değerlerin 2.0 Turbo ve 200Hp’lik 4 çeker bir araç için makul
    seviyeler olduğunu düşünüyorum. Araca yeni nesil LPG sistemi uygulayan ve
    memnun olan kullanıcıların olduğunu gördüm. Hafta içi çok kullanmayacak olmam
    sebebiyle yukarıda verdiğim değerler bu konfigürasyondaki ve D segmentindeki bir
    araç için bana oldukça makul geldi. Şüphesiz ki bu değerlere aracın düşük
    sürtünme katsayısının da(0.33) etkisi çok büyüktür. Aracın Yakıt deposu 63 litre ve
    CO2 emisyon değeri 226 g/km.

    2004 yılında üretimine başlanıp 2007 yılında diğer nesline geçilen, ülkemizde de
    2005 ve 2008 yılları arasında satışı gerçekleştirilmiş olan üçüncü nesil (B7) Audi A4
    2.0 TFSI Quattro’yu tercih etme aşamasında yaşından ve kilometresinden ötürü
    tereddüt yaşayabilirsiniz. Fakat bu tereddütlerin, bakımlı bir aracın içine oturup
    kullandıktan sonra yersiz olduğunu göreceksiniz.

    Araç hali hazırda spor bir tasarıma sahip. Siz ekstra olarak ona bir zırh giydirmek
    isterseniz, S-Line olanından tercih etmelisiniz. Audi olması münasebetiyle aracın
    toplumda bir sempatisi ve olumlu yansıması var. İkinci elde sıfırlarına nazaran çok
    uygun fiyatlara edinebileceğiniz bu güzel tecrübeyi tüm otomobil tutkunlarına
    tavsiye ederim...
    otomobiltestgarajı

  3. #3
    turbo&quattro - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Apr 2009
    Yaş
    43
    Şehir
    Fort Lauderdale, FL
    Mesaj
    9.600
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    57 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Tr sartlarinda makul butce ile alinabilecek araclarin en basindadir benim
    Icin. Guc, konfor, modifiyeye guzel cevap veren bir
    Motor, quattro vs... Yaklasik 6 senedir b5 quattro kullanicisiyiz herseyi ile cok memnunu. Kazasiz belasiz kullanin.

  4. #4
    speed_emre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2011
    Yaş
    37
    Şehir
    İzmir
    Mesaj
    2.607
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    6 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    çok güzel gerçektende piyasa değerleri nekadardan başlıyor. Sürtünme katsayısı baya yüksek gerçektende.
    doğuştan araba manyağı

  5. #5
    Evo34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Jan 2014
    Yaş
    43
    Şehir
    İstanbul
    Mesaj
    572
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    35 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    Alıntı speed_emre Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    çok güzel gerçektende piyasa değerleri nekadardan başlıyor. Sürtünme katsayısı baya yüksek gerçektende.
    45-55bin TL aralığı diyebiliriz...

  6. #6
    speed_emre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    Nov 2011
    Yaş
    37
    Şehir
    İzmir
    Mesaj
    2.607
    Post Thanks / Like
    Mentioned
    6 Post(s)
    Tagged
    0 Thread(s)
    çok mantıklı araba doğrusu manuel vitesli olanlarıda varmış o daha keyiflidir 2007 2008 alınsa uzun yıllar binilir.
    doğuştan araba manyağı

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •